Turkuvaz Tablonun Söyleyemedikleri

Dünya tarihinde hastalıklar, salgınlar her zaman önemli bir yer tutmuştur. Modern tıbbın gelişimiyle insan, bu badirelerin tümüyle geride kaldığı yanılgısına kapılabiliyor. Ancak 2019 yılında Çin’de ortaya çıkan Covid-19 pandemisi, pek çok açıdan dünya tarihinde ilklere neden oldu. Küreselleşmenin etkisiyle birbirine zincirin halkaları gibi bağlanan ülkeler pandeminin politik, ekonomik, kültürel, sosyal sonuçlarıyla yüzleştiler. Covid-19, çok kısa sürede Amazon ormanlarındaki yerlilere varıncaya kadar yayıldı. Türkiye’de de ilk vaka 11 Mart 2020 yılında resmi olarak açıklandı. Covid-19 hakkında hiçbir bilginin olmayışı, yayılımının ve tedavisinin o tarihler itibariyle bilinmemesi korku ve panikle geçecek yılların başlıca kaynağı oldu. Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere tüm ülkelerin en üst düzey devlet yöneticileri pandemiye karşı önlemler almaya çalışıyordu. Vaka sayılarının tespiti, yayılımın durdurulması kabul gören ve o tarihlerde alınabilecek tek önlem olarak sunuluyordu. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığının bünyesinde Bilim Kurulu kurularak pandemiyle mücadele adımları başlatılmıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, gün aşırı hatta ilk zamanlarda nerdeyse saat başı açıklamalar yaparak halkı bilgilendiriyordu. Basın açıklamalarından sonra sıklıkla Twitter’da kendi hesabından tweetler atıyor ve halkla direkt iletişim kuruyordu. Alınan önlemlerin ne düzeyde etkili olduğunu görebilmek için bilimsel ölçümler gerekiyordu. Bu sebeple önce rakamsal olarak açıklanan vakalar zamanla daha detaylı olarak bir tablo ile açıklanmaya başlandı. Türkiye günlük koronavirüs tablosunun arka planının turkuvaz renginde oluşu sebebiyle bu tabloya halk arasında turkuvaz tablo da denildi. Bu tabloda günlük test sayısı, vaka sayısı, vefat sayısı, iyileşen sayısı ve bunların genel toplamı yer alıyordu. Günlük hayat tümüyle bu sayılara bağlı olarak şekilleniyordu. Sokağa çıkma yasakları, okulların kapatılması, maske-mesafe önlemleri, çalışma izni verilen sektör ve meslekler… vaka sayılarına göre belirleniyordu. Dolayısıyla tüm ülkenin gözü açıklanacak tablodaydı. Üstelik bu sayılar Dünya Sağlık Örgütü’ne de bildirilerek ortak akılla hareket etme amaçlanıyordu. Avrupa’daki katı önlemlere göre Türkiye daha esnek davranıyordu. Üstelik Avrupa’da ölümler en az 3 kat artarken Türkiye’de ölümlerde artış gözlenmemesi kuşku uyandırıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanı Dr. Ayhan Koç, İstanbul’da pandemi sürecinde ölümlerin geçen yıla oranla neredeyse 3 kat arttığını açıklayınca günlük ilan edilen koronavirüs tablosunun aslında gerçek rakamları göstermedi ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı dezenformasyon yaparak topluma, kasıtlı olarak yanlış bilgi veriyordu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “her vaka hasta değildir” diyerek dezenformasyonu kabul ediyordu. Dünya Sağlık Örgütü’nün standartlaşmış hasta profilinin aksine Sağlık Bakanlığı sadece semptom gösteren kişileri hasta kabul ediyordu.  Böylece gerçek hasta sayısı toplumdan gizleniyor ve uygulanması gereken önlemlerin esnetilmesine zemin hazırlanıyordu. Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni bir açıklama yaparak “bilelim ki, salgınla mücadele sürecinde, devletimiz, halkının sağlığı kadar, ulusal çıkarlarını da korumaktadır. Çünkü salgın hayatın bütün alanlarını etkilemektedir. Mesuliyeti olmayan bazı kişilerin tenkitleri, fotoğrafın bir noktasına mercekle bakıp, leke aramaktan farksızdır” dedi. Bakan, Covid-19 sayılarında dezenformasyon yapılmasını ulusal çıkarlar gerekçesiyle savunuyordu. Ulusal çıkarlar, halk sağlığına tercih edilmişti. Topluma açık ve şeffaf olması gereken yöneticiler bazı sebeplerin arkasına sığınarak gerçeği gizlediler dezenformasyon yaptılar. Yetkililer, tablolar, veriler gerçeği söylemeyebilir ama gerçek her zaman kendini gösterir.

Görsel : Edagül Çiçek

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın